Organik! Denildiği zaman aklınıza ilk ne gelir? Tdk buna: “Doğal yolla yapılan” diyor. Doğal ne demek peki “doğada olan, doğada bulunan” aynı zamanda “kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı” demek. Burda en hoşuma gideni yapay karşıtı denmesi. Evet günümüzde herşeyin bir yapayı var. Bir o kadar da zararı. Sizce zararsız bir şeyi zararlı hale getirip, insanların önüne sunmak ne kadar dürüstçe? Dürüstlüğünü bilemem ama çok karlı olduğu bir gerçek 🙂 Trajikomik!
Daha önceki yazılarımı sırf bu sebeple silmeyeceğim aslında. Çünkü ben de bir yapay kurbanıydım. Ben de indirimleri deli gibi bekleyen, market sirkesinden ne olacak sirke sirkedir diyen, bir ürünün içindekilerine bile bakmadan alan, abur cubur yiyen, kafeinle aşk yaşayan, önüme gelene ucuz diye uzanan bunun gibi bir sürü… Bana, vücuduma, cildime, saçıma, organlarıma zarar verebilecek herşeyi yaptım.
Yapay derken demek istediğim şu aslında; durun bunu da tdk ile açıklayalım ki kafamızdan türememiş olsun: “Doğadaki örneklerine benzetilerek insan eliyle yapılmış veya üretilmiş, yapma, suni, doğal karşıtı”. Evet aslında, insan elinin değip de kendi çıkarı adına mahvettiği herşey diyebiliriz özet olarak.
Nasıl Başladım?
Bu alanı araştırmam aslında şöyle başladı. Sosyal medyanın, haberlerin, çevrenin, sanalın bize dayattıklarından etkilenerek o kadar çok şey alıyordum ki AMA hiçbir faydasını göremiyordum. Örneğin; çok beğendiğim bir elbiseyi almanın beni rahatlatacağını düşünürken, yüzüme bakıyor ve cansız halimi görüp mutlu olamıyordum. Ya da milletin ballandıra ballandıra anlattığı bir şeyi gidip alıyordum ve benim onda gördüğümü kendimde göremiyordum. Sistem bu ya! Alıyorsun, sürüyorsun, giyiyorsun, biraz idare ediyorsun ama değişen bir şey yok. Üstünden atıyorsun hepsini ve sadeyken cansız halinle tekrar yüz yüze geliyorsun. Sana o saçlarının parlaklığı için binlerce sahne sunarlarken ne photoshoplar, ne bakımlar yapıldığını bildiğin halde, gidiyorsun ve o parayı buna rağmen döküyorsun. Yok! Ben bunları kendime diyorum, siz hiç alınmayın 🙁 Demem o ki, çok yoruluyordum ve buna bir dur demenin vakti geldiğini düşünüyordum.
Böylece organik deryasına parmaklarımı sokmaya başladım. Parmaklarım diyorum çünkü ooooooo kadar yol uzun ki size anlatamam. Hem ayrıntılı, hem zahmetli hem de maalesef masraflı. Masraflı diyorum ama bu benim için bir bahane değil. Çünkü yapaycılık tarafından kandırıldığım ve harcadığım paralara şöyle bir bakınca şok yaşıyorum.
Aslında doğal güzelliğe, doğal saç renginin parlaklığına ve sağlığına, fit bir vücuda, canlı ve parlak bir cilde hep özenmişimdir. Bu özenmelerim sürerken; aynı zamanda organiklere göre biraz daha uygun, paketleme harikası olan yurtdışı menşeeli birkaç makyaj ürünü alma planı kuruyordum. Ürünlerin tanıtımı hep böyle parlak ciltler, ışıl ışıl. Nasıl içim gidiyor. Verdim siparişi. O sırada da bu alacaklarım ile alakalı tanıtımlar izliyorum. Size şöyle bir şey de söyleyim: Ben bir ürüne 10tl de versem uzun süre araştırırım. Yine öyle gezinirken başka bir şey gördüm. Açtım, sonra bir daha açtım, açtım, açtım! Aman dedim dur Sevde! Bu nasıl bir dünya. Ne oluyoruz. Kendimden geçtim. Öyle etkileniyorum ki. Okuyorum, izliyorum. Tercüme ediyorum okuduklarımı sözlüğe bakarak tek tek. İngilizcem herhalde 1 haftada ilerlemiştir. Siparişi hemen iptal ettim ve ihtiyacım olan o şeyleri farkı kapatarak yüzde yüz organik ürünlere çevirdim. Geri dönüşü olamazdı çünkü çoktan parasını göndermiştim. Karşı taraf yurtdışından siparişi vermişti ve ben sırf organik istiyorum diye sorun etmedi ve istediklerimi aldı. Daha sonra burdan hesabı paylaşacağım. Neyse bu olayla organiğe başladık.
Tabi ben bununla kalırım sanıyordum. Ancak o kadar faydalı yazılar, öyle güzel bize sunulan nimetler, insana değer veren markalar gördüm ve okudum ki; ben bunları içimde tutamam acil herkese anlatmalıyım dedim. Ben yandım, eller yanmasın 😀
Konuya ilk organik nedir? diye başladım çünkü ilk başta bunun anlaşılmasını istedim. Yani bir üründe insan elinin etkisinin %2’den daha fazla olmadığının önemini anlatmak istedim. Yapaycılığın ne demek olduğunu fark ettirmek istedim. Doğanın, bitkilerin, meyve ve sebzelerin, hayvanların, suyun… Yani gözümüze güzel gelen, bize faydası olan herşeyin önemini fark ettirmek istedim. O kadar çok istedim yani düşünün 😀
Bundan sonrasında, sağlıklı beslenmeden (buna çok giremem çünkü diyetisyen değilim, sadece önerilere yer vereceğim), organik yağlardan tutun da markalardan, bu markalara ulaşabileceğiniz kanallardan, paralar baydığınız ürünlerin organik muadillerinden, bakım kürlerinden ve daha bir sürü şeyden bahsedeceğim. Umarım faydalı ve dolu dolu bir site olur.
Bir de şunu açıklamak istiyorum; bunları paylaşmamda herhangi bir sosyal medya primi, beğeni-ilgi-alaka beklentisi, işte bloggercılık oynama gibi bir niyetle yazmadığımı bilmenizi istiyorum. Hakikaten ben o kadar çok Türkçe kaynak arayıp, o kadar az buldum ki. Siz de uğraşmayın diye (tabi ki diğer kanallardan da faydalanarak özellikle eczacılardan), öğrenin ve uygulayın, hayatınızı koruyun diye yazıyorum.
Güzel ve mutlu bir adım olması dileğiyle…
Merhaba organik ^^
2 Comments
Bu deryanın içine seninle beraber dalmak için yazılarını ve önerilerini merakla bekliyoruuum <3
Canım yeni gördüm 🙂 umarım faydam olur çok derin ama bulucağız artık bir çaresini 😀